Seçim 2019 Önümüzde ki süreç yine bir seçim süreci, yine meydanlar vaat haykırışları ile yankılanıyor. Ancak eski yerel seçimlerden bir farkı var. Eskiden "Ben gelirsem şöyle olacak, ben gelirsem böyle olacak..." diye içi dolu olsun boş olsun vaatler sunulurdu seçmene. Şimdi ise maalesef Ak Parti vaat kampanyasında "Biz gelmezsek şöyle olur, biz gelmezsek böyle olur..." Diye korku üzerinden siyaset yapmaya çalışıyor , hatta ve hatta bununla alakalı seçim şarkısı bile var ve buna meydanlarda bizzat Recep Tayyip Erdoğan eşlik ediyor. "Unutmadık kapılarda çöp dağlarını, Çamur çukur geçilmeyen sokaklarını..." Diye devam ediyor. Tüm şehirlerde en az %80 oranında yine Ak Parti nin Billboardları afişleri posterleri. Garibime giden ise Parti'nin seçim vizyonu "Tevazu, Samimiyet, Gayret" üzerine kurulu olması. Gayret var mı yok mu bilmem ama tevazunun ve samimiyetin kesinlikle olmadığı belli. Bu seçim de de yine Ak Parti'yi konuşacağım çünkü hâli hazırda kendisine muhalefet edecek ciddi bir parti göremiyorum. Ak Parti'nin en büyük muhalefeti kendi içinde ki dava şuurundan yoksun insanlar. Eğer önü alınmazsa ki artık çok zor görüyorum, yeni oluşabilecek gayretli ve ihlâslı bir muhafazakar siyasi parti Ak Parti'nin sonunu getirecektir. Umarım böyle olur aksi halde Ak Parti kendi sonunu getirdiğinde ortalık ite-çakala kalır. Böyle bir sonuç, ateşten bir jeopolitik merkezde yer alan memleketimiz için hiç de güzel sonuçlar doğurmaz. Her ne kadar bu seçimin bekâ meselesi olduğu dile getirilse de, bekâ meselesi Ak Parti'nin kendi partisel bekâsı ile alakalıdır. Çünkü bu seçimde ki başarısızlıklar Parti'nin kendi içerisinde ki gruplaşmasını hızlandıracaktır. Memleket demek Akparti demek değildir. Eğer Akparti bugün zaafiyet içerisine girerse Allah için yeni bir oluşuma aynı imkanları vermek zor değildir. Evet şimdiden Akparti'nin kendi içerisinde ayrışmaya gittiği aşikar ancak Recep Tayyip Erdoğan Parti'nin başında olduğu müddetçe bu ayrışmalar reel olarak farklı bir partileşme ye gitmeyecek Ak Parti kendi içerisinde kutuplaşmaya doğru gidecektir. Türkiye Geneline geçmeden önce yerel seçimlerle alakalı bir kaç meseleye daha değineyim. Şanlıurfa Akparti'nin her ne kadar kalesi gibi görünse de yapılan hataları ve yanlışları affetmediğini ispatlamıştır.(2009 yerel seçimleri) Ancak önümüzdeki seçimde Ak Parti'nin her ne kadar hata ve yanlışları olsa da merkez ilçelerde çıkardığı adayları, seçimi rahat bir şekilde alır. Ancak büyükşehir belediye başkanlığı hiçde o kadar kolay olmayacak. Ak Parti'nin burada sadece bir avantajı var. HDP' nin açık bir şekilde Saadet Partisi'nin Başkan adayı Sabahattin Cevheri'yi desteklemesi. Bu Şanlıurfalı seçmenlerde negatif yönlü bir algı oluşturuyor. HDP' bir oy getiriyorsa on oy götürüyor. Seçmeninde "Hele bu sefer de Ak Parti'ye oy verelim " demelerine sebep oluyor. Sonuç olarak Zeynel Abidin Beyazgül zorlayarak da olsa başkan olacak gibi bir görünüyor. Halk tarafından şu anda Beyazgül için; "Samimi gibi ama belediyecilik nasıl yapar bilmiyorum" algısı var. Seçimden sonra Beyazgül'ün işleri eline yüzüne bulaştıracağına kesin gözü ile bakıyorum. Bu da Şanlıurfa'da bir sonra ki seçim için Ak Parti'ye yönelik ciddi bir güvensizlik oluşturacak. Genel olarak Türkiye nazarından bakarsak, tüm gözler İstanbul ve Ankara'da olacağı kesin. Ve bu iller Ak Parti'yi ciddi sıkıntıya sokacak gibi. Ak Parti adaylarının çok güçlü olmasına rağmen zorlanacağı aşikâr. Kaybetme olasılığı da oldukça yüksek. Olası bir kayıp Ak Parti'ye duyulan güveni zedelediği gibi muhalefet partilerine de özgüven getirecektir. Ancak şu bir gerçek ki bu durum en fazla Ak Parti'li seçmenleri zora sokacaktır. Çünkü ortada yanlış yola girmiş dava şuurundan uzaklaşmış, ismi ile gayrimusemma bir hal almış "Adalet ve Kalkınma Partisi" var. Her bir Akparti'li seçmeni kendi içerisinde ikiye bölecek bir duruma dönüştürecek. Nereden çıkarıyorsun bunu diyorsanız basit bir örnek. Eğer Ak Parti'de parti olarak bir dava şuuru kalmışsa Erdoğan olsun olmasın oy oranı çok bir değişikliğe uğramaz. Ancak hiç kimsenin inkâr etmeyeceği gerçek şu ki Erdoğan bugün elini Ak Parti'den çeksin yarın Ak Parti barajı dâhi aşamaz. İş bu raddeye gelmeden bunu Erdoğan görmeli kendi alternatifini kendisi üretmelidir. Çünkü bu zamana kadar Türkiye'ye gelmiş geçmiş en iyi lider kendisi. Bu noktada edindiği tecrübeleri aktarabileceği birisini şimdiden siyasi arenaya çıkarması gerekir. Tıpkı bir zamanlar Erbakan'ın yaptığı gibi...