Advert
Advert
EVET Mİ, EVET DEĞİL Mİ?
İbrahim Sözeri

EVET Mİ, EVET DEĞİL Mİ?

Bu içerik 1409 kez okundu.
Evet, 16 Nisan 2017 Pazar günü inşallah Ülke olarak referanduma gidiyoruz. Kimileri Evet kimileri Hayır kimileri ise evet hayır arasında gidip geliyorlar. Genelde bu tip seçimlerde ülke genelinde görünen kutuplaşma ve zıtlaşma bu seçimde bir farklılık gösterip adeta globalleşti. Dünya nüfusunun yüzde 1 ine mukabil gelen bir ülkede ki seçim neden globalleşiyor? Adeta kelli felli ülkeler taraf tutuyor ve ellerinden geldiğince yandaşına destek oluyorlar. Sadece destekle de kalsa iyi kendisi gibi düşünmeyenleri hazmedemiyor düşman kesiliyorlar. Can alıcı soru gelsin o zaman NEDEN?? Neden bir ülkenin referandumu başka ülkelerin kendi çaplarınca müdahalesine maruz kalıyor? Neden Avrupa ülkeleri, bu referandum sürecinde bir safta birleşip başlarına da Papa'yı koyup Dünya medyasına poz veriyorlar​? Poz verirken ne mesaj vermeye çalışıyorlar? Neden İslam ülkeleri Erdoğan etrafında kenetleniyor, ülkemiz de bir kısım hariç diğer tüm müslümanlar Erdoğan'ı Avrupa'nın Amerika'nın karşısındaki en güçlü unsur olarak görüyorlar. Neden Avrupa, Osmanlı'nın dirilişinden tiril tiril titrerken, ülkemizde gafletin sis bulutları, dikiz aynamızdan geçmişimizi görmeye engel oluyor? Ve Neden taa Yemen'de Pakistan'da Senegal'de ve daha nice İslam coğrafyasında bulunan ümmeti Muhammed, Erdoğan'a inanıyorlarda bizim müslüman tebaamız ihtilafa düşüyorlar? Gerçektende kim haklı, kime inanacağız? Kime ve neye göre insanları bu haklı şu haksız diye yaftalayacağız veya tespit edeceğiz? Hele birde FETÖ'nün nifak tohumlarının yeşerdiği, fitne ateşinin harlandığı bu zamanda istinad noktamız ne olacak? Kime güvenceğiz? Cevaben söylerim ki; Ülkemiz tıpkı namluya sürülmüş son bir kurşun gibi, müthiş bir potansiyele sahip ve hedefine nişan almış bekliyor. Hedefi ıskalama lüksümüz yok. Ya Hedefi vuracağız yada heba olup gideceğiz. Heba olan diğer ülkeleri saymama lüzum yok sanırsam. Son bir kez ayağa kalkmaya çalışıyoruz ve düşersek bu sefer sırtlanlar gibi parçalayacaklar bizi. Ne vatan ne namus kalacak. Tıpkı Irak'ta Suriye'de kalmadığı gibi. Bütün bunlar belki bizleri ümitsizliğe sevk etti. Belki istikbalimizi kara bulutlarla sardı. Belki doğacak yavrumuz için daha doğmadan endişe duyar olduk. Ancak BEDİUZZAMAN Said Nursi'nin dediği gibi "Ümit var olunuz, şu İstikbal inkılabı içinde en yüksek gür sada İslam'ın sadası olacaktır.' diyeceğiz. Çünkü Allah vaadinden dönmez. Hakkı tutan eli, tutar kaldırır. Tıpkı ceddimiz Osmanlı'nın elinden tutup kaldırdığı gibi. Bize düşen Hakkı tutmak değildir, adeta sımsıkı tüm gövdemizle sarılmak ve Allah'a tevekkül etmektir. Evet tevekkül etmek lazımdır. Tevekkül etmeyi oluruna bırakmak olarak görmemek lazım. Allah bu dini tamamlayacak ve zalimin zulmünden mazlumun ahını alacaktır. Aklınıza gelen gözünüze çarpan hangi zulüm varsa hepsinin hakkından gelmek Allah'a zor değildir. Çünkü Allah Hakkı HAK edendir. 15 TEMMUZ da vatanı muhafaza ederken şehit olan Ömer Halisdemir'in de Hakkını alacak olan Allah'tır, hiçbir alakası olmadığı halde Vatan haini olarak suçlanan (emsalen) Fevzi amcanın Ahmet abinin ve daha nicesinin de hakkını, zulmü reva gören, hakim, savcı veya kimliği ne olursa olsun bu materyalist zihniyetlerden alacak olan yine Allah'tır. Çünkü Allah Adl-i Mutlaktır. İşte Tevekkül etmek; zulme uğrayan kim varsa onun yanında durmaktır. Zalimin karşısında boyun eğmeden ondan hesap sormaktır. Bu hayata sadece bir kere geleceğinin ve bir gün öleceğinin farkında olup, üç günlük dünya için kaypak olmamaktır tevekkül etmek. En önemlisi ise Hak ile batılı ayırt etmektir tevekkül etmek. Zalimin zulmünü, zalim olmayana yüklemek de en büyük zalimliklerdendir diye bilmek ve ona göre bir insanı hele hele bir ülkenin başındaki, (ki bize göre ümmetin başındaki) insana iftira atmamaktır tevekkül etmek. Ahır zamanda olmadığımızı iddia eden hiçbir alim yoktur. Bu zamanın en büyük alameti fitnenin fesadın artmasıdır beşerin görebileceği en üst noktaya ulaşmasıdır. İşte böyle bir fitne zamanında kime taraf olduğunu kişinin iyi bilmesi gerekir. Taraf olduğu safta kimlerin olduğunu ve Karşısına aldığı kitlenin kimler olduğunu iyi bilmeli kişi. Bilmesse hep karşısında düşündüğü Haçlı zihniyeti ile bir anda aynı safta kendini bulabilir. Evet 16 Nisan referandum günü. 18 maddedir dilden dile dolaşan. Mevcut sistem ile çok bir farklılığı varmı denilse yok. Ancak ülkemizde ki en büyük sıkıntı mevcut sisteminin işleyişi değildir . İşleyemez hale getiren Darbelere maruz kalacak pozisyonlara düşmesidir. Buna imkân veren açıklar ve imtiyazları olmasıdır. İşte bu yüzden sadece bunu önlemek için bile olsa yüzbin kere EVET demek elzemdir. Cumhuriyet için hürriyet için Evet şarttır. Tek adam diyorlar, diktatör diyorlar da Halkın seçtiği ve büyük ihtimalle ve çoğunlukla da seçmeye devam edeceği bir kişiye diktatör demek akıldan uzak gelmiyor mu sizlerede? Velev ki denildiği gibi ülkeyi uçuruma yuvarlayacak olsa dahi, 5 yıl sonunda tekrar seçim olmayacak mı? Ha şunu da merak etmeyin. Bu ülkeye tek partili dönemden daha fazla zarar verecek ve zulüm yaşatacak başka bir dönem bir daha gelmez. Bu kadar zalimi, milyonda bir gelirdi o da geldi, o yönden içiniz rahat olsun. Bütün bunlara rağmen Aklı selim bir kişi 16 Nisan'da Elbette EVET diyecektir, Kimsenin Birşey bildiği için Hayır dediği yok, yoksa. Sırf muhalefet olmak, Evet dememek için hayır diyecekler olacak. O yüzdendir ki Evet ile Evet demeyenler arasında ki bir mücadeledir bu. Son sözüm %68 EVET Selametle...
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak Bayram Trafiği Hususunda Uyardı
Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak Bayram Trafiği Hususunda Uyardı
İl Sağlık Müdürü Solmaz Halfeti de ki Sağlık tesislerini ziyaret etti
İl Sağlık Müdürü Solmaz Halfeti de ki Sağlık tesislerini ziyaret etti