Şanlıurfa’nın Bozova ilçesinde yaşayan Keziban Rüzgar (35) 22 yıl önce halasının oğlu Bilal R. ile evlendi. Bu evlilikten 3 çocuğu dünyaya gelen Keziban Rüzgar yaklaşık 2 yıl önce rahatsızlanarak Şanlıurfa merkezdeki bir hastaneye kaldırıldı. Burada tedavi altına alınan kadın, bir süre tedavi gördükten sonra durumu daha da kötüleşince eşi Bilal R. tarafından Gaziantep’e götürüldü. Yaklaşık bir ay Gaziantep’te tedavi gören kadın hastanede hayatını kaybetti. Kadının cenazesi, Bozova ilçesine götürülerek defnedildi.

Ceset 2 yıl sonra mezardan çıkartıldı
Kadının ölümünün üzerinden 2 yıl geçtikten sonra annesi Emine E. savcılığa giderek kızının kocası tarafından öldürüldüğünü iddia etti. Şikayet üzerine harekete geçen savcılık, kadının cesedinin çıkartılarak İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderilmesini istedi. Yaklaşık 2 yıl sonra mezardan çıkartılan kadının cesedi, polis eşliğinde Şanlıurfa Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna kaldırıldı. Buradan da Büyükşehir Belediyesine ait cenaze aracıyla İstanbul’a gönderildi.

Cinayetle suçlanan koca suçsuz olduğunu iddia etti
Kayınvalidesi tarafından kızının ölümüyle suçlanan Bilal R. eşini dövmediğini ve suçlamaları kabul etmediğini dile getirdi.
Eşinin mezarının başında gözyaşları döken Bilal R. cesedinin mezarından çıkartılmasına da tepki göstererek,”Suçsuz meleği götürdüler oraya, buraya, otopsiye, yazık değil mi, günah değil mi. Bir ölüyü çıkartmanın ne kadar günah olduğunu biliyor musunuz. Benden ne istiyorsunuz, yazık değil mi, suçsuz yere getiriyorsunuz çıkarıyorsunuz. 18, 19 gündür çıkartmışlar, mezar halen açık. Arada sırada geliyorum, mezara bakıyorum, ağlıyorum, ağlıyorum çekip eve gidiyorum. Yazık, günah değil mi, bu yapılır mı, bu insanlık mıdır” dedi.

Eşini dövmediğini iddia etti
Eşi rahatsızlandıktan sonra götürmediği doktor kalmadığını söyleyen Bilal R. “2006’da bu hastalığa yakalandığından beri götürmediğim yer kalmadı. Her yere götürdüm. Bütün doktorlar artık tanıyordu, bu bizim hastamız diyordu. Kendi ayağıyla kalktı, arabaya bindi, hastaneye gitti. İğne vuruldu. İğne vurulduktan sonra kendini artık kaybediyor. Yukarısı felç oldu. Ağzından köpükler geldi. Artık o iğne sinir damarına mı geldi ne oldu, orada oldu. Biz tartışmışız diye daima beni suçladılar. Burada hastaneye götürdüler, MR, her şeyi çektiler bir şeyi yok. Herhangi bir kavga, bir darbe olsaydı zaten beni günü gününe suçlarlardı” şeklinde konuştu.

“Keşke onun yerine ben ölseydim”
Eşinin yerine kendisinin ölmek istediğini belirten Bilal R., "Gaziantep’e götürdüm, bir ay da orada kaldı. Orada vefat etti. Kimse bana demedi ki darbe falan. Benim ciğerimdi. Ben diyorum ki keşke onun yerine ben ölseydim. Ben diyordum ben öleyim o gelsin eve. O felç haliyle ne kadar diyorlardı ki seni vurmuşlar falan, o kızıyordu. Kesinlikle ben vurmadım. Onların amacı benim yuvamı dağıtmak istiyorlar, çocuklarımı elimden almak istiyorlar” iddiasında bulundu.
Her gün eşinin mezarına gittiğini söyleyen Bilal R. eşinin cesedinin İstanbul Adli Tıp Kurumundan getirilerek yeniden eski yerine defnedilmesini bekliyor.